29 Mayıs 2021 In Güncel, Tazminat Hukuku

İş Kazası Nedeni İle Maddi ve Manevi Tazminat Davaları

İş yerinde meydana gelen kaza sebebi ile işçinin yaralanması ya da ölmesi halinde işverene karşı işçi ya da kanunen talep hakkı olan yakınları tarafından maddi ve manevi tazminat davası açılabilmektedir.

İşyeri kapsamı iş kanunu 2.maddesine göre İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve meslekî eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. Bu yerlerde meydana gelen kazalar iş kazası olarak kabul edilir.

            İş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasında görevli mahkemeler İş Mahkemeleridir.

İş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davalarında yetkili mahkeme;

*Davalı işverenin yerleşim yeri mahkemesi, 

*İş kazasının meydana geldiği İş Mahkemesi,

*İş kazası sonucunda malul olan işçi ya da ölümü halinde işçinin yakınlarının yerleşim yerindeki İş Mahkemesi olup bunlardan herhangi birinde dava açılabilir.

İş kazasından kaynaklı olarak işçinin ya da kanunen talep yetkisi olan yakınlarının neler talep edebileceği Türk Borçlar Kanunu 51. Madde ve devamında yer almakta olup buna göre;

1. Ölüm ve bedensel zarar

a. Ölüm

MADDE 53- Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:

1. Cenaze giderleri.

2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.

3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.

b. Bedensel zarar

MADDE 54- Bedensel zararlar özellikle şunlardır:

1. Tedavi giderleri.

2. Kazanç kaybı.

3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.

4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar,

Talep edilebilmektedir.

Kazanın iş kazası olup olmadığı hususunda dikkat edilecek husus ise olayın hangi yerlerde meydana gelmesi gerektiği noktasıdır. Bu noktada 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ilgili maddesi şu şekildedir;

İş kazası ve meslek hastalığının tarifi :

Madde- 11

A-) İş kazası, aşağıdaki hal ve durumlardan birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaydır:

      a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

      b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısı ile,

      c) Sigortalının, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

      d) Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

      e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında.

Burada önemle belirtmek gerekir ki bu davanın açılması için davacının sigortalı çalışan olması şart değildir. Zira işveren tarafından hukuka ve ilgili kanun maddelerine aykırı olarak işçinin sigortasız çalıştırılması durumunda da kanun işçiyi korumaktadır. Ancak burada davacının sigortasız bir şekilde çalıştığını kanıtlamak gerekmektedir. Gerek sigortasız çalışmanın kanıtlanması gerekse iş kazasının nasıl meydana geldiği-kusur oranı belirlenmesinde tanık beyanları, kamera kayıtları, emniyet tutanakları, hastane raporları vb. deliller dikkate alınmaktadır.

İşçinin işverenin emir ve talimatlarını yapmakta iken iş kazası geçirmesi halinde işveren ya da işçi tarafından İlgili Sosyal Güvenlik Kurumu’na iş kazası bildiriminde bulunulur. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası incelenir ve tahkikat dosyası hazırlanır. Bu raporda kazanın iş kazası olup olmadığı, kusur oranı, davacının maluliyet oranı hesaplanır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kazanın iş kazası olmadığına ilişkin rapor hazırlanması durumunda iş kazasının tespiti amaçlı dava açılması gerekmektedir.

İş Mahkemesinde maddi ve manevi tazminat talepli dava açılmasının akabinde davacının maluliyet oranı belirlenip kusur incelemesi yapılır ve alanında uzman bilirkişi tarafından tazminat hesaplaması yapılır.

Maluliyet oranının hesaplanmasında İlgili Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından hazırlanan maluliyet oranına ilişkin itiraz bulunması halinde Mahkeme tarafından maluliyetin kesinleşmesi için  dosya Yüksek Sağlık Kurulu’na gönderilir. Burada çıkan maluliyet oranı ile Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından hazırlanan maluliyet oranı arasında fark olması halinde Mahkemenin kanaati üzerine dosya Adli Tıp Kurulu’na gönderilir. Adli Tıp Kurulu tarafından belirlen maluliyet oranı kesin olup bu oran hesaplamalarda baz alınır.

İş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davalarında zamanaşımı iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl olup bu süre zarfında davanın açılması gerekmektedir. Ancak burada önemle belirtmek gerekir ki son zamanlarda Yargıtay’ın Yerleşik İçtihatları

maluliyet oranının belirlenmesi gereken durumlarda maluliyetin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımının başlayacağı yönündedir. Yani 10 yıllık zamanaşımı iş kazasının meydana geldiği tarih değil, maluliyet oranının kesinleştiği tarihten itibaren başlayacaktır.

İş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davalarında zorunlu arabuluculuk şartı bulunmamakta olup kazanın akabinde süresinde görevli ve yetkili mahkemede bu dava açılabilecektir.

  1. Ölüm ve bedensel zarar
    a. Ölüm
    MADDE 53-
    Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:
  2. Cenaze giderleri.
  3. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
  4. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.

    b. Bedensel Zarar
    MADDE 54-
    Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
  5. Tedavi giderleri.
  6. Kazanç kaybı.
  7. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
  8. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar,
    Talep edilebilmektedir.

    Kazanın iş kazası olup olmadığı hususunda dikkat edilecek husus ise olayın hangi yerlerde meydana gelmesi gerektiği noktasıdır. Bu noktada 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ilgili maddesi şu şekildedir;

    İş kazası ve meslek hastalığının tarifi :
    Madde 11
    A-) İş kazası, aşağıdaki hal ve durumlardan birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaydır:
    a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
    b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısı ile,
    c) Sigortalının, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
    d) Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
    e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında.


    Burada önemle belirtmek gerekir ki bu davanın açılması için davacının sigortalı çalışan olması şart değildir. Zira işveren tarafından hukuka ve ilgili kanun maddelerine aykırı olarak işçinin sigortasız çalıştırılması durumunda da kanun işçiyi korumaktadır. Ancak burada davacının sigortasız bir şekilde çalıştığını kanıtlamak gerekmektedir. Gerek sigortasız çalışmanın kanıtlanması gerekse iş kazasının nasıl meydana geldiği-kusur oranı belirlenmesinde tanık beyanları, kamera kayıtları, emniyet tutanakları, hastane raporları vb. deliller dikkate alınmaktadır.

    İşçinin işverenin emir ve talimatlarını yapmakta iken iş kazası geçirmesi halinde işveren ya da işçi tarafından İlgili Sosyal Güvenlik Kurumu’na iş kazası bildiriminde bulunulur. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası incelenir ve tahkikat dosyası hazırlanır. Bu raporda kazanın iş kazası olup olmadığı, kusur oranı, davacının maluliyet oranı hesaplanır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kazanın iş kazası olmadığına ilişkin rapor hazırlanması durumunda iş kazasının tespiti amaçlı dava açılması gerekmektedir.

    İş Mahkemesinde maddi ve manevi tazminat talepli dava açılmasının akabinde davacının maluliyet oranı belirlenip kusur incelemesi yapılır ve alanında uzman bilirkişi tarafından tazminat hesaplaması yapılır.
    Maluliyet oranının hesaplanmasında İlgili Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından hazırlanan maluliyet oranına ilişkin itiraz bulunması halinde Mahkeme tarafından maluliyetin kesinleşmesi için dosya Yüksek Sağlık Kurulu’na gönderilir. Burada çıkan maluliyet oranı ile Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından hazırlanan maluliyet oranı arasında fark olması halinde Mahkemenin kanaati üzerine dosya Adli Tıp Kurulu’na gönderilir. Adli Tıp Kurulu tarafından belirlen maluliyet oranı kesin olup bu oran hesaplamalarda baz alınır.

    İş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davalarında zamanaşımı iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl olup bu süre zarfında davanın açılması gerekmektedir. Ancak burada önemle belirtmek gerekir ki son zamanlarda Yargıtay’ın Yerleşik İçtihatları
    maluliyet oranının belirlenmesi gereken durumlarda maluliyetin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımının başlayacağı yönündedir. Yani 10 yıllık zamanaşımı iş kazasının meydana geldiği tarih değil, maluliyet oranının kesinleştiği tarihten itibaren başlayacaktır.

    İş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davalarında zorunlu arabuluculuk şartı bulunmamakta olup kazanın akabinde süresinde görevli ve yetkili mahkemede bu dava açılabilecektir.

    Kaynak: İş Kazası Nedeni İle Maddi ve Manevi Tazminat Davaları